Bir duvarın dibinde III

‘’Hayatımı kurtardı.’’ Bunu birkaç kez, üçüncü tekil şahıs ve geçmiş zamanda söyledim, işitebildiğimi sanmıyorum, bir parola gibi tekrarlıyor, geceden bir çıkış kapısı arıyorum. Gerçeğin gerçek olduğu anlar vardır, sadece anlar… Çıkışsız ve bir duvarın dibi kadar anonimdirler. Hikayeler sonradan gelir, gerçeğin – gecenin, savaşın— bitimsizliğini noktalama işaretleri arasına yerleştirir. Bu hikaye de, gecenin bir kurgusu, delik deşik edildikçe esneyip büyüyen, sonsuz bir ağa dönüşen geceyi bedenlerimizle ya da sözcüklerimizle dolduruyor, böylece ona bir biçim vermeyi umuyoruz. Herhalde kağıt toplayıcısı değil, deneyimli bir polisti. ‘’Yat, yat, YAT!’’ diye bağırmış, birlikte sığındığımız duvarın dibini işaret etmişti. (Bu kadar!) Tek dostumdu o gece, ona teşekkür etmek aklımın ucundan geçmedi.

Continue reading “Bir duvarın dibinde III”

Bir duvarın dibinde

Gerçekten kağıt toplayıcısı mıydı, yoksa ima ettiği gibi sivil polis miydi, bilemem. ‘’Hayatımıkurtardığını’’söyledim defalarca, işitebilmek için söylüyor, böylece
geceden bir çıkışkapısı, parolası arıyorum. Onu –geceyi— kişisel, geçmiş zamanda anlatılan bir hikayeye dönüştürüyor, noktalama işaretlerinin arasına yerleştiriyorum. Elbet teşekkür bile etmedim.

Continue reading “Bir duvarın dibinde”

Quis hic locus

‘’Çok kötü bir dönem! Korkunç günlerden geçiyoruz!’’ Bayat ve buruk, yalın, yadsınmaz bir cümle. Gün boyu kim bilir kaç kez işittiğim, bazen bir iç çekişle, bazen hararetle katıldığım, evirip çevirip kim bilir kaç kez yinelediğim, bayat ve buruk, yenip yutulmayan, kılçık gibi takılı kalan gerçeklik… İçten içe oyulmuş sözcüklerle, sözü kalmamış sözcüklerle konuşuyor gibiyiz, sırf susmamak adına, sessizlik patlamalarıyla…

Continue reading “Quis hic locus”

Ayların En Zalimi

(30 Mayıs, Evrensel) Nusaybin’de sokağa çıkma yasağı ve abluka 76. gününde… YPS’nin silahlı güçlerini çektiğini açıklamasının ardından bombalama ve operasyon şiddetlenerek devam ediyor, tank ve top ateşinin yoğunluğu artıyor. Mahallelerden tahliye edilen 42 kişiden 24’ü tutuklanırken, pek çok sivile işkence yapıldığına dair tanıklık var. ‘’Çıkanlar sivil, çoğunun yaşı küçük. Şefkatli bir mizansen sergilendi, ama sonrada işkenceye maruz kalmışlar, aileleri gözaltında kafalarının, kollarının kırıldığını gördü.’’

Continue reading “Ayların En Zalimi”